CCM
ÖNCEKİ BÖLÜM SONRAKİ BÖLÜM
Güzel bir
bölümün daha sonuna geldim bugün erkenden bitirirsem bir bölüm daha atmaya
çalışacağım. İyi okumalar.
BÖLÜM 3:HAYRANLIK UYANDIRAN GÜÇLÜ, BİLGİN ADAM
Uygulayacak
mısın? Test görevlisinin sesini duyan Suo Jia nın gözleri heyecanla aydınlandı.
Suo Jia hatırladığından beri sürekli annesinin önünde kendi kabiliyetlerini
gösterir olmuştu. Sadece bugün, kendini vererek onun su kontrol tekniğini
gösterecekti. Suo Jia için su kontrolü, nefes almak kadar doğal bir olgu haline
gelmişti.
Güvenle
sınav görevlisine bakan Suo Jia, elini ve kolunu rastgele sallayarak yoktan
kalın bir su akışı çıktı. Bu tepeden tırnağa Suo Jia nın etrafını saran sarmal
bir su ejderhası oldu.
Ne! Onun
performansını gören sınav görevlilerinin üçü de donakaldı. Onlar sadece bir
hayalet görmüş gibi bakıyorlardı. Bu olması gereken neydi? Bu gerçekten sekiz
yaşındaki bir çocuğun bu seviyede su kontrol edebilir miydi? Bu inanılmaz.
Daha açıkça
izlemek için üç sınav görevlisi bilinçsizce konsantre oldular. Suo Jia nın
tarafındaki masaya doğru sırasıyla masanın arkasından ilerlediler. Onların
bakışları altında, Suo Jia nın elleri akıllıca kontrol etti. Suo Jia
komutlarıyla saf su ejderha hayattaymış gibi büyük bir hasara yol açacak
pençelerini salladı, ağzını açtı.
Ne kadar
zaman geçtiğini bilmeden Suo Jia nın performansı sona erdi. Sadece itaatkar su
ejderhayı izledikten sonra üç sınav görevlisi derin bir soluk aldılar verdiler.
Bu gerçekten muhteşem ve görkemliydi.
[SINAV]
yazılı kırmızı bir kağıt ortaya çıktı, tereddütle bir süre birbirlerine
baktılar. Bir gülümseme ile kağıdı eline verip “Kesinlikle ikinci sınava gerek
yoktur, mükemmel, mükemmel. Bu kağıdı eve götür ve anne babana 1000 altın
hazırlayıp bir ay içinde Kutsal Işık Akademisine rapor etmesini söyleyin!”
Görevlinin
sözlerini duyan Suo Jia kırmızı kağıdı alıp kabul etti, mutlulukla kıkırdamaya
başladı. Daha sonra biraz tereddütle “Amca, bu kağıt ile ben akademide bir
savaşçı becerisi öğrenebilir miyim?”
Suo Jia nın
sözlerini duyan görevli bir an için boş boş baktı, yüksek sesle güldü. “Böyle
yetenekli bir su kontrol büyücüsünün bir savaşçı haline nasıl gelebilir aptal
çocuk? Savaşçılar için, kontrol yetenekleri nadiren kullanılır. Hızlı eve git,
ben senin anne babanın bir savaşçı olmanı istemeyeceğine inanıyorum.”
Hayal
kırıklığıyla ağzını kapatıp, sessizce arkasını döndü ve sınav salonunu terk
etti. O annesinden duymuş olmasına rağmen [savaşçı olma] hakkındaki gerçekleri
şimdi onaylanmıştı. Bu gerçeği değiştiremeyeceğini biliyordu artık. Ama, bunu
bir kez daha işitmesi içini yaralamıştı.
Suo Jia test
alanının dışına yürürken o diğer ebeveynleri ve çocukları tümü gitmişti. Böyle
uzun bir süre sadece yalnız annesi soğuk rüzgarın altında annesi titreyerek
bekliyordu. Onun zayıf annesini gördükten sonra, Suo Jia nın duyduğu üzüntü bırakıp
hızlı bir şekilde onu karşılamak için koştu.
Annesi Suo
Jia nın asık suratını görünce, kadın sınavı geçemediğini sandı. Onun kalbi
pişman hissetmiş olsa da, o hala nazikçe “Suo Jia bu yıl sınavını geçememiş
olabilirsin. Merak etme, eve gidip iyi bir pratikle bir sonraki yıl tekrar
sınava girebilirsin. Annen kesinlikle bir gün oraya girebileceğine inanıyor.”
Diyerek onu teselli etti.
Annesinin
sözlerini duyan Suo Jia sonra hemen başını salladı, boş gözleriyle annesine
baktı ve “Hayır anne, ben geçtim.” Konuşurken, annesinin eline göğsündeki
kırmızı kağıdı verdi.
Ah!
Bu parlak
kırmızı kağıdı görünce, kadın şokla onun küçük ağzını açtı. O oğluna inanmasına
rağmen, Kutsal Işık Akademisinin seçim süreci hala çok sıkı kabul edilmişti.
Lakin giriş çok zor olmasına rağmen önündeki resmi kabul bunun kanıtı olmuştu.
Ama gene de oğlunun kabul edilmesine inanamamıştı.
Annesinin
şok ifadesine bakan Suo Jia alçak sesle şöyle dedi. “Test görevlisi 1000 altın
hazırlayıp bir ay içerisinde Kutsal Işık Akademisine rapor etmemi söyledi.”
“Bin altın
mı?” Suo Jia nın sözlerini duyan kadın soğuk havayı içine çekti. O Kutsal Işık
Akademisine oğlunun girmesini istiyor olsa da, akademide öğrenim ücretinin bu
kadar pahalı olduğunu düşünmemişti.
Suo Jia nın
babasının bıraktığı o sene ki paradan çok az kalmıştı. Güçlü bir savaşçı
olarak, Suo Luo bazı varlıkları vardı ve toplamda onlara 10.000 altın
bırakmıştı. Ancak, dokuz yıl geçmişti ve paranın çoğunu zaten kullanılmıştı.
Kadın hasta olduğu için son üç yıldır üzerin ekleme, mali durumu üst üste
felaketi olmuştu.
Elinde
parlak kırmızı kabul belgesine baktığında, kadının elleri titredi. Şu anda
onların 1000 altın dışında ödeyebilirlerdi, ama sonra onlar ne yiyecekti?
Annesinin
titreyen ellerini hisseden Suo Jia bir şey fark etti. Annesinin acı yüzüne
bakarak, başını kaldırdı ve alçak sesle “ Anne bizde para var mı?”
Bu…
Suo Jia nın
sorusuyla yüzleşen kadın başını salladı. “Hayır ,hayır bu bir sorun değil,
merak etme sen. Hala paramız var; bunun için senin endişe etmene gerek yok. Ne
olursa olsun parasal durumları sadece annenize bırakın. Sen sadece sıkıca
çalışmaya devam et. ”dedi. Annesi Suo Jia yı kucağından indirip yavaş yavaş eve
doğru yöneldiler.
Gecenin geç
vakti olmasına rağmen o akşam kadın uyuyamadı, yatağında bir taraftan bir
tarafa dolanıp duruyordu.(ÇV: Parasal krizlerde bendede sık oluyor okuyup
çalışmak ayrı bir mesele ikisi bir arada gitmiyor. Ama ne yapacaksın J)[Çok mu acındım ne J] oğlunun okuluna para verilmiş olsa
yiyecek parası meseleydi. Bir kenara bunlardan başka Suo Jia nın giymek için
giyside gerekliydi.
Gözlerini
açarak, kadın dalgın dalgın tavana baktı. Durum zaten bu aşamaya gelmişti
geriye kalan tek seçenek evini satmaktı. Bu ev Suo Jia nın annesinin babasından
geriye kalmıştı. Ev alanı büyük, güzel ve çok rahat olmasına rağmen Suo Jia
için başka seçenek var mıydı?
“ Anne
uyudun Mu?” Suo Jia sessizce annesine sordu.
Kapıya doğru
dönerek oturdu ve “Annen, henüz uyumadı içeri gelebilirsin.”
Annesinin
sesini duyan, Suo Jia yavaşça kapıyı itti ve annesinin yanına yürüdü. Annesinin
yatağının yanında duran, Suo Jia bir süre sessiz bekledikten sonra kararlıca
“Anne ben okula artık gitmek istemiyorum. Tamam mı, gitmeyelim.”
Suo Jia nın
sözlerini dinledikten sonra, kadının gözlerini hafif yaşardı. Başını
sallayarak, “Suo Jia bunun için dert etme. Annen zaten bunu planlamıştı. Birkaç
gün içinde beraber Kutsal Işık Şehrine gideceğiz. Öğreniminizle ilgili olarak
endişelenmene gerek yok annen bu sorunları çözmek için yolları vardır.”[ÇV: Bu
kadının kökeninde Türk kadını kökeni mi var ne. Bizim annelerimiz gibi
fedakar.]
“Ne? Anne
benimle mi geleceksin?” Suo Jia heyecanla annesinin sözlerini dinledikten sonra
bağırdı.
Başını
sallayarak kadın, sevgiyle “Doğru, annende senle gelecek. Annen senden ayrı
kaldığında rahat kalabilir mi? Annen sana eşlik edecek. Şimdi uyumaya gidin.
Her şeyi hazırlayacağız.
Suo Jia
heyecanla başını salladı ve başka bir şey söylemedi. Şu anda sadece hızlı bir
şekilde büyüyüp, çok çabuk güçlü olmak istedi. Bundan sonrasında ise annesine
yardımcı olabilirdi.
“Anne… Seninle
beraber uyumak istiyorum.” Suo Jia şımarıkça dedi.
Oğlunun
şirin eylemlerini izleyerek kadın çaresizce başını salladı ve güzel kokulu
yatak örtüsünü kaldırdı. Aynı zamanda, Suo Jia hızlı bir şekilde içine girdi.
Soğuk kış gecesinde, iki vücut birbirlerini ısıttılar.
Önümüzdeki
birkaç gün içerisinde Suo Jia nın annesi evi uygun bir fiyata sattı. Kısa bir
süre sonra, Suo Jia ile birlikte kasabadan ayrıldılar. Kutsal Işık Akademisine doğru
yol aldılar.
Kutsal Işık
Şehri, milyonlarca nüfusuyla son derece kalabalık bir şehirdi. Böyle kalabalık
bir şehirde, yaşamak için yer bulmak, oldukça pahalı idi. Suo Jia nın annesinin
elindeki para ile şu anda küçük bir ev satın almak bile imkânsızdı.
Bu çaresiz
durumda, kadın sadece Kutsal Işık Akademisi yakınlarında küçük, karanlık bir
oda kiralaya bilirdi. Bu, anne ve oğlu birkaç yıllık evleri olacaktı.
Karanlık ve
perişan odaya baktığında Suo Jia, her şeyi anlamıştı. Bu onların mali
durumlarının korkunç durumda olduğu belliydi. Boyutu bile 20 metrekare olmayan
karanlık, perişan odaya tekrar bakıldığında sadece 2 kişilik bir ahşap yatak ve
yemek masası sığabilirdi.
Dar ve
karanlık oda içinde, güzel ve nazik bir annesi birlikteydiler. O aydınlık,
ferah, güzel ve rahat eski evini düşünüyordu. O anda, Suo Jia nın iki gözü bira
kızarmaya başladı. Onun yüzünden, annesi çok fazla baskı ile uğraşmak zorunda
kaldı. İlk defa, Suo Jia babasına karşı nefret hissetmeye başladı. Nereye
gitmişti? Neden karısının ve oğlunun hayatları hakkında umursamamıştı?
Hakkatten şu sayfa düzenleme işini çözemedim daha nese çözecem yakında acemilik daha iyi okumalar...
YanıtlaSilMerhaba ben epik novel sitesinden gelen bir çevirmenim bu seri uzun zaman önce bırakılmış ve biz bu siteden habersiz ilk 2 gölümü çevirdik lütfen mazur görün eğer bu seriyi çevirmiyorsanız biz bunu çevirmeye başladık gördük ki bu sitede 3. bölüm vardı bizde bu siteye bir bağlantı açarak 3. bölümü burdan alıp 4. bölüme başlamak istiyoruz razı olusanız tabi :) 1 gün arayla bu yere tekrar gelecem eğer online değilseniz otomatik olarak yapılacak
SilVay be insanlar sizden izin istediğinde çevirmelerine izin vermezsiniz onlar size vermeyince siz zorla çevirirsiniz ve çevirmediniz bile :D
Sileline sağlık sayfa düzeninde biraz sıkıntı var :) istersen siteni wordpress e taşı
YanıtlaSilşimdi bilgisayardan baktım o kadar da kötü gözükmüyor ama telefon için zor sen yinede wordpress i düşün
YanıtlaSilELLERİNE SALIK :)
YanıtlaSilZamanla alışırsın bence gayet hoş olmuş devamını bekleriz
YanıtlaSilEline sağlık devamını bekleriz.
YanıtlaSilgelicek mi devamı başkan
YanıtlaSilKaç günde bir bölüm atıyorsunuz belli aralığı var mı?
YanıtlaSil2 hafta oldu :(
YanıtlaSil3
YanıtlaSilnryse bi heves çevirmiş arkadaş galiba keşke devam etseydi yinede rline sağlık
YanıtlaSilHevesi gecmis galiba saglık olsun
YanıtlaSilHacı daha fazla çevirniyceksen bu seriyi düzenleyip ln türkçede yayimlayabilir miyiz belki çn buluruz?
YanıtlaSilAlalım mı? Evet yada hayır berkay2498@gmail.com a mesaj at en azindan seriye belki çn buluruz
YanıtlaSilkanki naber
Silkanki naber
Silberkay olum çıldırıyorum ajdhdhshsah
YanıtlaSilBeyler sakin bu ne hırs böyle, çeviren herkese başarılar - arrkadaş bu kadar çevirmiş belki çevirecek zamanı yok lütfen bunları da düşünelim:) Devamı gelseymiş güzel olacakmış:(
YanıtlaSilbende babasına karşı biraz nefret hissettim neyse devamı gelmeyecek galiba 3 bölüm de olsa çevirdiğiniz için teşekkürler
YanıtlaSil